|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
the right way do (something) i.
|
yol yöntem |
|
2 |
Genel |
the right way do (something) i.
|
yol yordam |
|
3 |
Genel |
the right way to do (something) i.
|
yol erkan |
|
4 |
Genel |
do something the right way f.
|
bir şeyi usulüne göre yapmak |
|
5 |
Genel |
find the right person to do a job f.
|
adamını bulmak |
|
6 |
Genel |
find the right thing to do f.
|
doğruyu bulmak |
|
7 |
Genel |
do the right thing at the right time f.
|
doğru zamanda doğru şeyi yapmak |
|
8 |
Genel |
give someone the chance to do the right thing f.
|
birisine doğru şeyi yapması için bir şans vermek |
|
9 |
Genel |
do the work right f.
|
işi düzgün yapmak |
|
10 |
Genel |
do the right thing f.
|
doğru olanı yapmak |
|
Phrases |
|
11 |
İfadeler |
(a) right to do something i.
|
bir şeyi yapma hakkı |
|
12 |
İfadeler |
(a) right to do something i.
|
bir şeyi yapma özgürlüğü |
|
13 |
İfadeler |
(a) right to do something i.
|
bir şeyi yapma izni |
|
14 |
İfadeler |
(the) right to do something i.
|
bir şeyi yapma hakkı |
|
15 |
İfadeler |
(the) right to do something i.
|
bir şeyi yapma özgürlüğü |
|
16 |
İfadeler |
(the) right to do something i.
|
bir şeyi yapma izni |
|
Proverb |
|
17 |
Atasözü |
two wrongs do not make a right
|
iki yanlış bir doğru etmez |
|
18 |
Atasözü |
two wrongs do not make a right
|
iki yanlıştan bir doğru çıkmaz |
|
19 |
Atasözü |
if you want a thing done well/right, do it yourself
|
bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın |
|
|
20 |
Atasözü |
if you want a thing done well/right, do it yourself
|
kendi ununu kendin öğüt |
|
21 |
Atasözü |
if you want a thing done well/right, do it yourself
|
bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın |
|
22 |
Atasözü |
if you want it done right, do it yourself
|
bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın |
|
23 |
Atasözü |
if you want it done right, do it yourself
|
kendi ununu kendin öğüt |
|
24 |
Atasözü |
if you want it done right, do it yourself
|
bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın |
|
25 |
Atasözü |
if you want something done right, do it yourself
|
bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın |
|
26 |
Atasözü |
if you want something done right, do it yourself
|
kendi ununu kendin öğüt |
|
27 |
Atasözü |
if you want something done right, do it yourself
|
bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın |
|
28 |
Atasözü |
if you want something done well/right, do it yourself
|
bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın |
|
29 |
Atasözü |
if you want something done well/right, do it yourself
|
kendi ununu kendin öğüt |
|
30 |
Atasözü |
if you want something done well/right, do it yourself
|
bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın |
|
Colloquial |
|
31 |
Konuşma Dili |
mr. do-right i.
|
bay doğrucu |
|
32 |
Konuşma Dili |
do all right by (one) f.
|
(birine) öncelik tanımak |
|
33 |
Konuşma Dili |
no one in his/her/their right mind would (do something) expr.
|
(bir şeyi yapmak) akıllı işi değil |
|
34 |
Konuşma Dili |
no one in his/her/their right mind would (do something) expr.
|
aklı başında olan hiç kimse (bir şeyi yapmaz) |
|
Idioms |
|
35 |
Deyim |
the right to (do) (something) i.
|
(bir şeyi) yapma hakkı/izni/ayrıcalığı |
|
36 |
Deyim |
a right to (do) (something) i.
|
(bir şeyi) yapma hakkı/izni/ayrıcalığı |
|
37 |
Deyim |
right to do i.
|
yapma hakkı |
|
38 |
Deyim |
right to do i.
|
yama özgürlüğü |
|
39 |
Deyim |
right to do i.
|
yapma izni |
|
|
40 |
Deyim |
do all right by (one) f.
|
(birine) daha çok önem vermek/ |
|
41 |
Deyim |
do all right by (one) f.
|
(birine) daha çok yardımcı olmak |
|
42 |
Deyim |
do all right by (one) f.
|
(birine) daha iyi davranmak |
|
43 |
Deyim |
do all right by (one) f.
|
(birine) yardımcı olacak/nazik bir şekilde davranmak |
|
44 |
Deyim |
do right by someone f.
|
birine karşı nazik olmak |
|
45 |
Deyim |
do right by someone f.
|
birine karşı iyi olmak |
|
46 |
Deyim |
do right by somebody [old-fashioned] f.
|
birine adil davranmak |
|
47 |
Deyim |
do right by somebody [old-fashioned] f.
|
birine gerektiği şekilde davranmak |
|
48 |
Deyim |
do right by somebody [old-fashioned] f.
|
birine hakkını verecek şekilde davranmak |
|
49 |
Deyim |
have a right to (do something) f.
|
(bir şey yapmaya) hakkı olmak |
|
50 |
Deyim |
have the right to (do something) f.
|
(bir şey yapmaya) hakkı olmak |
|
51 |
Deyim |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
(biri) ne kadar çabalarsa çabalasın başaramıyor |
|
52 |
Deyim |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
(biri) tüm çabalarına rağmen hep başarısız oluyor |
|
53 |
Deyim |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor |
|
54 |
Deyim |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
(biri) ne yapsa olmuyor |
|
55 |
Deyim |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
(biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor |
|
Speaking |
|
56 |
Konuşma |
you have no right (to do...) expr.
|
buna hakkın yok |
|
57 |
Konuşma |
this time we’re going to do it right expr.
|
bu sefer işi düzgün yapalım |
|
58 |
Konuşma |
do the right thing expr.
|
doğru olanı yap |
|
59 |
Konuşma |
I'll do the right thing expr.
|
doğru olanı yapacağım |
|
60 |
Konuşma |
do you think I did the right thing? expr.
|
doğru şeyi mi yaptım dersin? |
|
61 |
Konuşma |
if you do the right thing expr.
|
doğru şeyi yaparsanız |
|
62 |
Konuşma |
do the right thing expr.
|
doğru şeyi yap |
|
63 |
Konuşma |
do what´s right! expr.
|
doğru olanı yap! |
|
64 |
Konuşma |
how often do you find the right person? expr.
|
ne sıklıkla doğru insanı bulabilirsin ki? |
|
65 |
Konuşma |
I think it's the right thing to do expr.
|
sanırım yapılacak doğru şey bu |
|
66 |
Konuşma |
I expect you to do the right thing expr.
|
senden doğru olanı yapmanı bekliyorum |
|
Trade/Economic |
|
67 |
Ticaret/Ekonomi |
acqouired right to do business i.
|
alınmış ticari faliyet hakkı |
|
68 |
Ticaret/Ekonomi |
revaluated right to do business i.
|
ticari faaliyet hakkı değer artışı |
|
69 |
Ticaret/Ekonomi |
right to do business i.
|
ticari faaliyet hakkı |
|
70 |
Ticaret/Ekonomi |
amortization of right to do business i.
|
ticari faliyet hakları amortismanı |
|
Slang |
|
71 |
Argo |
have no right to do anything against f.
|
bok yemek düşmek |
|
72 |
Argo |
have no right to do anything f.
|
bok yemek düşmek |
|